Bebek doğurmuş olan hepimiz, doktorun yeni doğan bebeğin doğumundan sonraki 48 saat içinde dışkı atmasının önemli olduğunu söylediğini sık sık duymuşuzdur. Bu birçok nedenden dolayı önemli olsa da, en önemli bebeklerde Hirschsprung hastalığını kontrol etmektir. Daha öğrenmek ister misin?
Hirschsprung Hastalığı, nedir ve bebekleri nasıl etkiledi öğrenmek için okumaya devam edin.
Hirschsprung Hastalığı Nedir?
Yeni doğmuş bir bebek, tipik olarak bilinen ilk dışkını doğumundan sonraki bir veya iki gün içinde çıkar. Bu bize bebeğin tamamen normal ve sağlıklı bir sindirim ve boşaltım sistemiyle doğduğunu anlatır. Bununla birlikte, bebeğin dışkıyı çıkarmakta zorlandığı durumlar vardır, bunlar da bir durum için kontrol edilebilir.
Hirschsprung hastalığı, kalın bağırsaklarda, rektuma ve bebeğin anüsüne yakın sinir hücrelerinin dışkıyı geçememesine neden olan bir durumdur.
Hirschsprung Hastalığının Bebeklerde Sebepleri Nedir?
Normalde, sağlıklı bağırsak, dışkıların taşınmasına yardımcı olan dalga benzeri hareketlerle hareket eder. Bu hareket, beyne sinyal gönderen kalınların ucunda bulunan özel sinir hücrelerinden kaynaklanır. Hirschsprung hastalığı olan bebeklerde olduğu gibi, bu sinir hücresi olmadığında, beyin bağırsakta dışkı varlığının sinyalini almaz.
Hirschsprung hastalığının 5000 yenidoğanda 1 bebeği etkilediği söyleniyor. Çoğunlukla bilinmesine rağmen, başka yerde var. Aslında, erkeklerin kızlardan daha yüksek risk altında olduğu bilinmektedir.
Bu durumla doğan bir çiçek olan bebeklerin de büyük olasılıkla bu durumla doğması doğması.
Hirschsprung hastalığı, Down sendromu ve genetik kalp rahatsızlıkları gibi diğer durumların bir parçası olabilir.
Ayrıca bazen annenin sağlığı ve hamilelikteki diyetiyle de bağlantılıdır.
Hirschsprung Hastalığını Bebeklerde Nasıl Teşhis Edersiniz?
Hirschsprung hastalığı vakalarının çoğu, bebek doğumdan sonraki 48 saat içinde dışkı yapmazsa doğumdan hemen sonra teşhis edilir. Bebek ayrıca kabızlık ve gazın eşlik ettiği şişmiş karın, yeşil veya kahverengi maddeden kusma gibi durumların başka belirtilerini de gösterebilir.
Yukarıdaki semptomların tümü fark edilirse, doktor röntgen veya lavman çekebilir. Tipik olarak Hirschsprung hastalığı olan bebeklerin bir röntgeni, sinir hücrelerinin eksik olduğu çok dar bir kolona sahip olacaktır. Sinir yokluğunu kontrol etmek için kolonun mukoza zarının hücrelerini incelemek için rektal doku biyopsisi de yapılabilir.
Hirschsprung Hastalığını Nasıl Tedavi Edersiniz?
Neyse ki Hirschsprung hastalığı ameliyatla kolayca tedavi edilebilir. Çok ciddi bir durum olmasına rağmen, erken teşhis ve gerekli tedaviyi almak sorunun çözülmesine yardımcı olacaktır. Genellikle, yeni doğmuş bebekler bu durumla doğarlar, genellikle ameliyatla düzeltilir ve daha sağlıklı yaşamlar sürdürürler.
Durumu düzelttiği bilinen, en yaygın olanı çekme prosedürü olarak bilinen birçok ameliyat türü vardır. Bu tür cerrahi, kalın bağırsağın eksik sinir hücreleriyle birlikte bir kısmının kesilmesini ve ardından bağırsakların geri kalanının doğrudan anüse bağlanmasını içerir. Bu tedavinin çoğu vakada başarılı olduğu ve minimal invaziv olduğu bilinmektedir.
Ancak ameliyat sonrası bakım çok önemlidir. Bebeğiniz başlangıçta birkaç gün müshil ilaçlara ihtiyaç duyabilir, işler yavaş yavaş normale dönecektir.
Anneler İçin İpuçları
Hirschsprung hastalığı olan bebeklerin genellikle bağırsak iltihabı olan enterokolit olarak bilinen durumu geliştirdiği bilinmektedir. Bu durum oldukça yıkıcı olabilir ve acil tıbbi yardım gerektirebilir. Ameliyattan sonra sulu ve patlayıcı ishal, ateş, karın şişmesi veya rektumdan kanlı akıntı gibi belirtilere dikkat ettiğinizden emin olun.
Bununla birlikte, bazı çocukların yaşamları boyunca kabızlık ve bağırsak kontrol sorunları olduğu bilinmektedir. Ancak yönetilemeyen hiçbir şey. Yüksek lifli bir diyet ve iyi sıvı alımı kesinlikle çocuğun bağırsaklarının normalleşmesine yardımcı olacaktır.
Sağlıklı beslenme alışkanlıkları en iyi şekilde genç yaşta aşılanır. Çocuk büyüdüğünde, siz bir anne olarak onları durumları hakkında eğitmeli ve karar verme sürecine dahil etmelisiniz. Yaşamlarının ilk yıllarında oluşturdukları alışkanlıklar büyük olasılıkla yaşamları boyunca onlarla birlikte kalır.