Hamilelik sırasında vücut bir dizi değişikliğe uğrar. Büyüyen bebeği barındırmak için rahim genişler. Şimdi rahim içinde plasenta gelişir. Ana amacı, büyüyen bebeğe yiyecek ve oksijen sağlamak ve toksik atıkları vücudundan atmaktır. Çocuk doğduğunda plasenta vücuttan dışarı çıkar.
Şimdi, plasentanın rolünü ve yaşam süresini anladıktan sonra, plasentanın pozisyonunun genellikle gebeliğin ilk günlerinde düşük olduğunu ve bunun bir endişe nedeni olmadığını anlamak önemlidir.
Ancak, daha sonraki aşamalarda bile aynısı düşük olmaya devam ederse, o zaman alarma geçmeliyiz. Bu durum tıbbi olarak plasenta previa olarak bilinir. Bu yazıda, bu hamilelikle ilişkili durumla ilişkili risk faktörlerini tartışacağız ve size aynı konuda bilmeniz gereken her şeyi anlatacağız.
1. Plasenta Praevia'nın Nedenleri
- Önceki cerrahi öykü
- Bebeğin pozisyonu
- Anatomi ve yaşam tarzı
2. Plasenta Praevia Varsa Ne Olur?
- Minimal kanama
- Ağır kanama
- Kontrolsüz kanama
3. Alçak Yatan Plasentanın Komplikasyonları
- Plasenta akret
- Vasa praevia
Plasenta Praevia'nın Nedenleri
Tıbbi olarak, bir bireyin bu durumun bir nedenini tam olarak belirlemesi çok zordur. Aşağıdakiler, bu durumun olası nedenlerinden bazılarıdır:
Önceki cerrahi öykü
Dilatasyon ve küretaj (D&C) uygulanan veya rahim fibroidlerinin cerrahi olarak çıkarıldığı kadınlar bundan zarar görebilir. Bu durum bazı kadınlarda ilk hamileliklerinde nadiren görülür.
Geçmişte sezaryenle doğum yapan bir veya daha fazla bebek doğuranlarda muadillerine göre daha sık görülür. Bunun dışında, önceki plasenta previa teşhisi veya bir düşük de bu durumun nedeni olabilir.
Bebeğin pozisyonu
Bebek, önce kalçaları yerleştirilerek makat pozisyonundaysa, plasenta previa olasılığı daha yüksektir. Bebeklerini rahim boyunca yatay bir pozisyonda taşıyan kadınlarda gebeliğin ileri evrelerinde plasenta previa olma şansının oldukça yüksek olduğu görülmüştür.
Anatomi ve yaşam tarzı
Bu durum için risk 35 yaşından sonra hamile kalan kadınlarda daha yüksektir. İçme ve sigara içme gibi alışkanlıklara giren kadınların sıklıkla bu durumu geliştirdiği görülmektedir. Bunun dışında anatomik bir bakış açısıyla konuşmak, anormal şekilli bir uterusa veya büyük bir plasentaya sahip olmak da aynı şeyi yapma şansınızı artırır.
Plasenta Praevia Varsa Ne Olur?
Farklı plasenta previa türleri, annenin geçirmesi gereken kanama miktarıyla teşhis edilir. Buna dayanarak, jinekolog uygun bir hareket tarzı önerir.
Minimal kanama
Bu durum halledilebilir ve güvenli bir teslimat sağlanabilir. Bu durumda doktorların yaptığı en yaygın şey, hamile kadınlara mümkün olduğunca dinlenmelerini tavsiye etmektir. Bu kadınların, ancak kesinlikle gerekli olduğunda ayağa kalkmaları için her türlü egzersiz veya cinsel aktiviteden uzak durmaları gerekir.
Aslında bu durumda kendisine ikram eden ekibin küçük bir doğum operasyonu ile hamile kadının da vajinal doğum yapmasının mümkün olduğu sıklıkla görülmektedir.
Ağır kanama
Bu durumda doktorlar genellikle doğum için bir sezaryen ile hastane yatak istirahati istemektedir. Erken doğum riski yüksek olduğundan, bebeğin akciğer büyümesini hızlandırmak için anneye kortikosteroid enjeksiyonları yapılması gerekebilir.
Doktorlar, doğum sırasında yüksek kan kaybını tahmin edebilir ve böylelikle ihtiyaç olması halinde kan transfüzyonuna hazırlanabilir.
Kontrolsüz kanama
Bu aşırı bir durum ve buradaki doktorlara acil sezaryen doğumuna gitmekten başka bir seçenek kalmadı. Söylemeye gerek yok, bu durumda bebeğin hayatta kalma şansı oldukça kasvetli.
Düşük Yatan Plasentanın Komplikasyonları
Plasenta düşük seviyedeyse, başka bazı komplikasyonların olasılığı vardır.
Plasenta akret
Bu, plasentanın sadece daha büyük olmadığı, aynı zamanda rahim duvarlarının çok derinlerine gömülü olduğu ve doğumdan sonra bile çıkmayı reddettiği bir durumdur. Bu durum gebeliğin sekizinci ayında teşhis edilebilmekte ve uygun planlama ile doğum sırasında oluşabilecek aşırı kanamaların üstesinden gelmek mümkündür.
Vasa praevia
Bu durumda olan şey, göbek kordonundan çıkan kan damarlarının rahim ağzını kaplayan zarların içinden geçmesidir. Bunlarda plasentanın koruyucu tabakası veya göbek kordonu eksik olduğu için, iyi miktarda aşınma ve yıpranmaya maruz kalırlar.
Bu durum oldukça nadir görülse de (özellikle Hindistan alt kıtasındaki kadınlarda), gerçek şu ki, hamile kadının doğru bir şekilde farkında olunması ve bebeği doğurması gereken sağlık ekibinin hazırlığı ile bu durum oldukça etkili bir şekilde halledilebilir ve sağlıklı bir doğum sağlanabilir.
Bu durum genellikle, gebeliğin ikinci trimesterinin başlangıcından itibaren herhangi bir yerde olabilen transabdominal ultrason ile teşhis edilir.
Bu nedenle, hamilelik sırasında plasentanın düşük olmasından bahsederken, ilk birkaç ayda aynı şeyden korkmanız için hiçbir neden olmadığını anlamanız önemlidir. Bu durumun ilk trimesterde görüldüğü vakaların çoğu, daha sonra sağlıklı gebeliklere dönüşür.
Plasentanın düşük olduğu son trimesterde fark edilse bile, hamile kadın ve ona ikram eden ekip adına uygun önlemlerle güvenli ve sağlıklı bir bebek sahibi olmak mümkündür.